Bir bisiklet yolunun yapım maliyeti, normal bir karayolu maliyetinin yüzde 10'una, otoyol maliyetinin ise yüzde 2'sine eşit. Yakıt ve motor yağı gibi hava kirliliğine yol açan maddelere ihtiyaç duymayan bisiklet, doğaya saygılı bir ulaşım aracı olmasının yanısıra, günlük yaşamda ve koşturmacada, işe gidip gelirken, yeterince kımıldatamadığımız hareketsiz bedenlerimizin sağlığına kavuşmasını da sağlıyor.
Bisiklet, otomobilin ulaşımda kapladığı alanın 1/4'üne,otomobilin kapladığı park alanının 1/8'ine,otomobilin satın alma fiyatının 1/80'ine,otomobil bakım masraflarının 1/100'üne denk geliyor. Ve, bisiklet için vergi ödenmiyor!
Bisiklet, altın yıllarını 1930 ve 1950 yılları arasında yaşadı. Fransa'da iş tatilleri başlar başlamaz, yüz binlerce insan sahil kasabalarına ve kırlara kaçışı bisikletle yapıyordu. Bisiklet yıllarının bu yoğunluğunu daha sonra otomobil izledi ve dünyanın her yerinde otoyol yapımlarına başlandı. Otomobilin ön sıralara geçtiği zamanlarda bisiklet, sadece bir çocuk oyuncağı ya da nostaljik bir gezi aracı oldu fakat enerji krizi ile birlikte, bir taşıtın kullanışlı olmasının yanısıra ekonomik olmasının da önemi anlaşıldı.
Ancak bisikletin yeniden atağa geçmesi için, 70'li yılları beklemek gerekti. 1974 enerji krizinden sonra, zamanın ABD başkanı Jimmy Carter, ulaşım ekonomilerinin araştırılması amacıyla bir komisyon kurdu. Araştırmaların hedeflerinden biri de, bisikletin kentlerde daha yaygın bir biçimde kullanılmasının sağlanmasıydı.
Bu araştırmaların sonucunda ortaya çıkan sonuçlar çarpıcıydı:
Büyük kentlerde iş, ticaret, okul gibi günlük ulaşımların, aktif kentli başına oluşturduğu mesafe ortalama 6,4 km. idi ve bu kent içi ulaşım, tüm ulaşımın yüzde 40'ını oluşturuyordu. Bu durumda, aynı mesafe otomobil yerine bisikletle alınsaydı ne kadarlık bir benzin tasarrufu olurdu diye merak edildi ve yapılan hesaplara göre:
Toplam ulaşımın sadece üçte biri dahi bisikletle yapılmış olsaydı, bir yılda 9,5 milyar litre benzin tasarrufu sağlanacaktı. Ve yine aynı araştırmalar sonucunda anlaşıldı ki enerji kullanımı açısından bisikletle boy ölçüşebilecek yegane ulaşım aracı, trenler ve büyük gemilerdi. Elde edilen bu verilere yol maliyetleri de eklenirse sonuç daha da çarpıcı hale geliyor:
Bir bisiklet yolunun yapım maliyeti, normal bir karayolu maliyetinin yüzde 10'una, otoyol maliyetinin ise yüzde 2'sine denk geliyor. Bu olumsuzluklara ayrıca, hava kirliliği ve taşıtların her yıl doğaya attıkları, 60 milyon ton kullanılmış motor yağı gibi başka olumsuzlukları da eklemek mümkün. Bu insanoğlu için gerçek bir karabataklık durumu.
Bugün bisiklet, sadece rekreatif amaçlı kullanılmıyor. Bisiklet, günlük yaşamda ve koşturmacada, işe gidip gelirken, yeterince kımıldatamadığımız hareketsiz bedenlerimizin -bütün bu bahanelerle- sağlığına kavuşmasını sağlıyor.
Yeryüzünde bisikletiyle yolculuk yapan insanların sayısı da gün geçtikçe artıyor ve bisiklet, çağımızın vazgeçilmez ekolojik ulaşım aracı olarak hak ettiği yeri almaya başlıyor.
Bisikletin yaygınlaşması için ne yapılabilir?
Kentlerde bisiklet ulaşımını desteklemek üzere ilgili birimlerce, bisiklet yollarının analizi, teknik alt yapı ve yapım işlemleri uygulamasına hız verilebilir. Mevcut bisiklet yollarının tanıtımı yapılabilir ve bu yolların periyodik olarak bakımı sağlanabilir.Bir karayolu yapılırken, yanına sadece 1,50 m. lik bir genişlik ilavesiyle ekolojik ulaşım desteklenebilir.Mümkün mesafedeki yerlere bisikletle gidilebilir.Otopark düzenlemelerinde, bisikletler için de özel park yerleri yapılabilir. Aynı uygulama kamu kuruluşları, okullar ve özel şirketlerin park yerleri içinde de oluşturulabilir.Bisikletin avantajları otomobille karşılaştırılarak bisiklet ulaşımı özendirilebilir.
Bisiklet kullanarak önleyebileceklerimiz
Motorlu taşıtların sayısı arttıkça karayolu yapımı da artıyor ve bu yollar, verimli toprakların da içinden geçerek, tarım ürünlerine, peyzaja ve faunaya zarar veriyor.Fosil ve diğer yakıtların kullanımı atmosferi asitlendirerek, ağaçların yok olmasına neden olan asit yağmurlarının oluşumuna katkıda bulunuyor.Motorlu taşıtların üretimi için, geriye dönüşümü çok zor ya da masraflı olan çelik, alüminyum ve sert plastik gibi malzemeler kullanılıyor ve fabrikalarda taşıt üretimi için çok fazla miktarda enerji tüketiliyor.Otomobil üreticileri bilinen nedenlerden dolayı uzun ömürlü araç üretmiyorlar, yıpranmış araçlar çevreyi tehdit ediyor ve büyük otomobil çöplükleri oluşturuyor.
Elektrikli, bilyeli ve katlanabilen bisikletler
Elektrikli bisiklet, 12 voltluk bir batarya, iki küçük jeneratör motoru ve tekerleklere takılan bir makaranın sağladığı enerjiyle çalışan, yarı elektrikli yarı pedallı bir bisiklet modeli, saatte 35 km. hızın üzerine çıkabiliyor. Ağırlığı 8 kg.
Bilyeli bisiklet, akssız ve ispitsiz tekerlekleri, iki çelik jantın arasına yerleştirilen bilyalarla dor ve tekerlek rayonlarının olmaması sayesinde aero-dinamik yapısıyla hızlı sürüşü kolaylaştırıyor.
Katlanabilen ve taşınabilen bisikletin katlandığı zaman ölçüleri, 1m/1.25 m/0.48 m oluyor ve bu bisiklet modelinin ağırlığı 10 kg'a kadar inebiliyor.
Comments